DUVAK
Gelin almadan bir gün sonra duvak günüdür.
Duvak genellikle yemekli olurdu.
Gelinin köyünün bütün kız ve gelinleri ve çevre köylerden gelen kız ve gelinler damat köyündeki duvak merasimine iştirak ederlerdi.
Damat köyüne gelen en son gelin yeni geline sağdıç olurdu.
Gelin ve sağdıç duvak merasimine gelen misafirleri birlikte karşılarlardı.
Gelin o gün yöresel kıyafetler giyerdi, başı çelme şeklinde bağlanırdı, üç eteğinin önünde yarısı kuşağından geçen ve diğer yarısı da üç eteğin önünde kalan peşkir olurdu.
Başında alı ayağında burun çorapları olurdu.
Misafirler öncelikle gelinin çeyizinin sergilendiği gelin odasını gezerler ve evlenecek kızlar gelinin çeyizinden örnekler alırlardı.
Tef eşliğinde misafirler eğlenirler ve oyunlar oynarlardı.
Tefle oynayan hanımlar arada beğendikleri kızların oyuna kaldırılmasını isterlerdi.
Oyuna kaldırma işlemini elinde sopa köyde sevilen bir bayan üstlenirdi.
O arada kızlar beğenilirdi.
Bu arada sağdıç ile gelin ortaya getirilirdi, ortaya getirilen gelinin elleri peşkir içinde olurdu.
Kırmızı bir duvak gelin ile sağdıcın başına örtülürdü.
Damat tarafından bir kadın eline bir oklava alarak duvağı açar kapar ve
Gelinimin adı ezme,
Evden eve gezme,
Dışarıdan kov getirip,
Evin dirliğini bozma,
Dışarıdan bir helke ayran geldi,
Anayı oğuldan ayıran geldi,
Gelinim gelin olursa
İşte dip, işte ocak,
Gelinim gelin olmazsa,
İşte ip, işte nacak,
Süpürgeyi patak atma,
Erkenden yatağa yatma,
Kaynanan görüverir,
Ellere yayıverir,
Akşama sardım bir tencere dolma,
Ellerin gelinleri gibi hom, hom olma,
Üç kız, dört oğlan
Diyerek duvağı toplar gelinin başına koyardı.
Daha sonra gelin ve sağdıcın ellerine buğday verilir ve gelin ve sağdıç karşılıklı olarak oynatılırdı.
Bu arada damat ile damadın sağdıcı odaya girer, gelin her ikisinin de elini öper daha sonra damat gelinin başından duvağı alır, buğday ambarına atardı.
Bu merasimden sonra tekrar oyunlar başlar, oyunlar sırasında yanık türküler okunurdu, işte bu yanık türkülerden bir tanesi;
Dereler buz bağladı,
Avcılar iz bağladı,
Beni bir gelin vurdu,
Yaramı kız bağladı,
Duvak serpme günü yöremizde söylenen diğer maniler;
Köprü altında diken,
Yaktın beni gül iken,
Mevla’m da seni yaksın
Üç günlük gelin iken.
Patlıcanı haşladım,
Kızartmaya başladım,
Sen düşünce aklıma,
Ağlamaya başladım.
Açma pencereyi,
Esmesin yeller,
Seni sevdiğimi,
Bilmesin eller,
Evleri var bakacak,
Bu kız beni yakacak,
Düş peşime gidelim,
Ne var bundan korkacak.
Evleri sarı boya,
Bak yârim doya doya,
İç veremine uğradım,
Kalbime koya koya.
Ben bir kuş idim,
Dalına konmuş idim,
Neden bana git dedin,
Ben seni sevmiş idim.
Mavi çuvalın eni,
Aşka düşürdün beni,
Bu aşkın sonu gelmez,
Dile düşürdün beni.
Evleri yakın dostum,
Zilleri takın dostum,
Sana müşteri çıkmış,
Kendini sakın dostum.
İncili fesli yârim,
Amber kafesli yârim,
Dün gece nerde idin,
Padişah nesli yârim.
Geçmişten Günümüze Mengen ve Aşçılık / Aydın ERÇELİK / Fotoğraflar Hüseyin VARLIK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.